Birleşik Krallık

İranlı muhalif İngiltere’den sınır dışı tehdidiyle karşı karşıya

Aktivistler, İngiliz hükümetine İranlı bir muhalifin Ruanda’ya sınır dışı edilmesini durdurma çağrısında bulundu.

Aktivistler, Birleşik Krallık İçişleri Bakanı’na İranlı muhalif bir polis memurunun Ruanda’ya sınır dışı edilmesini durdurması çağrısında bulundu.

Zirâ İranlı yetkililerin Kasım 2019’da İran’da kaydedilen protestoları bastırmak için kaba kuvvet kullanıldığı yönündeki suçlamaları değerlendiren Uluslararası Halk Mahkemesi huzurunda ifade veren şahsın İranlı yetkililer tarafından kaçırılacağından korkuluyor.

195 sayılı tanık olarak bilinen eski polis memuru Behram, geçtiğimiz yıl Mayıs ayında İngiltere’ye gelişi ardından Kasım ayı ortalarında Londra’da bulunan Aban Mahkemesi huzurunda görüntülü ifade vermişti. 2019 protestoları sırasında 60 kişilik bir polis ekibinden sorumlu olduğunu anlatan Behram, ancak barışçıl protestoculara karşı kaba kuvvete başvurma emirlerine uymayı reddettiğini, en nihayetinde ‘protestocularla koordine olmak, işbirliğinde bulunmak ve emirlere itaat etmemek’ suçlamalarından beş yıl hapis cezasına çarptırıldığını aktardı.

Yargıtay’ın kararı onaylaması ardından ailesini İran’da bırakarak Türkiye’ye kaçtığını, Manş Denizi’nden geçen bir teknede zorlu bir yolculukta bulunarak İngiliz topraklarına ulaştığını da ekledi. Gözaltına sırasında işkence gördüğünü, şu anda kalp rahatsızlıkları dahil olmak üzere sağlık sorunları ile karşı karşıya kaldığını belirten Behram, Dini Lider Ali Hamaney dahil olmak üzere üst düzey yetkililerin protestoların bastırılması yönünde polise ve güvenlik güçlerine verilen emirlerine atıfta bulundu.

Aban Mahkemesi Başsavcılık heyeti üyesi Hamid Sabi’nin İngiltere İçişleri Bakanı Priti Patel’e yazdığı mektuba göre Behram, 31 Mart’ta alınan resmi tebliğ dolayısıyla birkaç gün sonra Ruanda’ya sınır dışı edilecek. İnsan hakları ihlallerini izleyen ‘İran için Adalet’ organizasyonu, İngiliz makamlarını Behram’ın sınır dışı edilmesini durdurmaya çağıran bir dilekçeyi imzalamaya çağırdı.

“Bu, derhal geri alınması gereken haksız ve tehlikeli bir karardır” ifadelerinin yer aldığı dilekçede, Behram Ruanda’ya sınır dışı edildiği taktirde İran makamları tarafından kaçırılma tehdidiyle karşı karşıya kalacağı uyarısı bulunuyor. Behram’ın ifade vermesi ardından İran’daki ailesinin ise İranlı yetkililerden baskı gördüğü söyleniyor.

Uluslararası Af Örgütü (Amnesty), ARTICLE 19, Front Line Defenders, Ölüm Cezasına Karşı Birlik (ECPM) kuruluşları ve İran merkezli 11 organizasyon, geçtiğimiz Nisan ayında, Tahran’ın Aban Mahkemesi’nde ifade veren protesto kurbanlarının ailelerine yönelik tacize son vermesini talep etmesi için Birleşmiş Milletler’e başvurmuştu.

Kasım 2019’da kaydedilen kanlı protestoların ardından Amnesty 304 kişinin ölümünü belgelediğini aktardı. 23 Aralık 2019’da Reuters’ın haberine göre İranlı üç yetkili, Dini Lider Hamaney’in güvenlik servisleri ve devlet kurumlarındaki üst düzey yetkilileri bir araya getirerek protestolara bir sona verilmesi yönünde talimat verdiğini aktardı. Hamaney’in “İslam Cumhuriyeti tehlikede. Buna bir son vermek için ne gerekiyorsa yapın. Bu benden size bir emirdir” ifadelerini kullandığı kaydedildi.

Söz konusu üç yetkili, protestolar sırasında yaklaşık bin 500 kişinin hayatını kaybettiğini aktardı. Ancak eski İçişleri Bakanı Abdurrıza Rahmani Fazli, 2020’nin yaz aylarında verdiği röportajda ölü sayısının 230 olduğunu söylemişti.

Hükümetin benzin fiyatlarını yüzde 300’e yükseltme yönündeki ani kararı ardından patlak veren protestolar Tahran’a sıçramış, güvenlik güçleri ise şiddetli müdahalede bulunmuştu. İnternetin iki hafta süreyle kesildiği kaydedilmiş, protestoların merkez üssü olan Ahvaz’da ise bu kesinti bir ay sürmüştü.

İngiliz İçişleri Bakanlığı, Nisan ayında yaptığı açıklamada, Manş Denizi aracılığıyla yasadışı yollardan İngiltere’ye gelen sığınmacıların gönderilmesi için Ruanda ile bir anlaşmaya varıldığını duyurmuştu.

O süre zarfında İçişleri Bakanlığı, hükümetin sığınmacıları Londra’dan 6 bin kilometre uzağa göndererek İngiltere’ye ulaşmak isteyen giderek artan sayıda kişiyi engellemeye çalıştığını açıklamıştı.

Yasadışı göçün kontrol altına alınması, Başbakan Boris Johnson’ın önde gelen seçim vaatlerinden sayılıyor. Ruanda ile yapılan söz konusu anlaşma, İngiliz Hazinesine 120 milyon sterline mal olacak.

Kaynak:Kıbrıs Postası

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir