Avrupa’nın simgesel yapısına dayanan farkına varamayacağınız Londra’nın güzel Metro istasyonu

1930’da Avrupa’ya yapılan bir gezi, Kuzey Londra’nın bir istasyonuna ilham kaynağı oldu

Metronun birçok güzel istasyonu var. İstasyonların çoğu için ilham birçok kaynaktan alınmıştır; Kuzey Londra’daki böyle bir bina Avrupa’nın simgesel yapılarından birine dayanıyordu.

Londra Metrosu’nun mimarisinden bahsederken sürekli bir adamın adı geçiyor: Charles Holden. Londra’nın en ikonik istasyonlarından bazılarının sorumlusudur ve 1930’da Holden Batı Avrupa’nın çoğunu gezerek bu istasyonların Mimarlık alanındaki gelişmelerini inceledi.

Stockholm Halk Kütüphanesi, Stockholm, İsveç’te. Gunnar Asplund tarafından tasarlanan ve 1928 yılında açılan kütüphane, bir anıt gibi görünmesi düşüncesiyle silindirik olarak tasarlandı. Holden’ın bundan sonra mimari tarzının çoğunu, silindirler ve eğriler gibi gördüklerini ve Arnos Grove İstasyonunda gördüğümüz diğer unsurları içerecek şekilde uyarladığı söyleniyor.

İstasyon, Piccadilly Hattı’na hizmet veren Enfield’da bulunuyor ve Holden’in Avrupa turnesinden iki yıl sonra, 1932’de açıldı. Binanın, Stockholm Kütüphanesi gibi silindirik bir tavana sahip Avrupa tarzında olduğu düşünülmektedir.

Ancak bu, Holden’ın baş asistanı Charles Hutton tarafından tartışılıyor. Ona göre istasyon, Holden ve diğer iki mimar tarafından 1904’te tasarlanan Midhurst Sanatorium’daki bir saha görevlisi kulübesine dayanıyor.

İstasyon II. Derecede listelenmiştir ve ağdaki en ikonik istasyonlardan biri haline gelmiştir. Duvarları süsleyen cam pencerelere sahip, birçok metro istasyonundan çok daha fazla doğal ışık alan dairesel rezervasyon salonuyla iç mekan da aynı derecede çarpıcıdır.

Açık beton çatı, eskiden merkezdeki eski bilet gişesi olan yerden yukarıya doğru tek bir dev sütunla destekleniyor. Bilet ofisi artık istasyonda bir sergiye ev sahipliği yapıyor. İçeride ayrıca üç dükkan var: bir çiçekçi, küçük bir bakkal ve bir paket servisi olan restoran kahve dükkanı.

The Telegraph’taki en güzel Metro istasyonu ve The Guardian’daki 12 “Büyük Modern Bina”dan biri olarak anılıyor. Pek çok kişi bunu Londra Metrosu’ndaki en iyi eser olarak görüyor ve haklı olarak bu gerçekten bir art deco harikası.

Exit mobile version