Sunak ve Truss’ın sosyal medya çekişmesi
İktidardaki Muhafazakar Parti’nin lider adayları Rishi Sunak ve Liz Truss birbirlerinden çok farklı karakterlere sahipler, dolayısıyla kampanya yapma tarzları da hayli farklı.
Halkla ilişkiler uzmanı Mark Borkowski, “Sunak’ın yaklaşımı her anlamıyla pürüzsüz. Hatta kimi zaman fazla profesyonel kalıyor. Bunun iyi ya da kötü bir şey mi olduğundan emin değilim. Ama kampanyası üzerine çok düşünüldüğü, çok strateji geliştirildiği anlaşılıyor” diyor.
Borkowski, Truss’un kampanyasının ise “biraz daha ev yapımı gibi” durduğunu söylüyor.
Rishi Sunak’ın sosyal medya stratejisinin başında çok satan romanlar yazarı Anthony Horowitz’in oğlu Cass Horowitz bulunuyor.
Sunak’ın maliye bakanlığı yaptığı dönemde danışmanlık görevini yürüten Horowitz, çarpıcı grafikler ve “Brand Rishi” (Rishi markası) gibi etiketler kullanarak genç ve siyasete mesafeli yaklaşan Instagram kullanıcılarının dikkatini çekmeye çalışmıştı.
Sunak’ın Twitter’da liderlik kampanyasını başlatmak için yayımladığı hayat hikayesini içeren, annesinin 1960’lı yıllarda “daha iyi bir hayat için umutla” nasıl İngiltere’ye geldiğini anlattığı video 8 milyondan fazla kez izlendi.
Video o kadar düzgün yapılmıştı ki birçok kişi bunun hazırlığına çok önceden başlanmış olmasından şüphelendi.
Mark Borkowski de “Böyle bir kampanyaya bir gecede başlayamazsınız,” diyerek bu şüphelere katıldığını ifade etti.
Sunak’ın ekibi ise videonun Boris Johnson’ın Muhafazakar Parti liderliğinden ve başbakanlıktan ayrılacağını açıklamasını takiben 24 saat içinde yayına hazırlandığını savunuyor.
Liz Truss’un sosyal medya ekibinin başında ise Muhafazakar Parti’nin dijital birimlerinin eski başkanı Reuben Solomon ve Boris Johnson’ın favori seçim stratejisti Lynton Crosby bulunuyor.
Dışişleri Bakanı Truss, kampanyasını başlatan videoda uluslararası bir devlet kadını olarak resmediliyor. Geçmişiyle ilgili fazla bir ayrıntıya yer verilmeyen bu videoda kamera arkası görüntüler de bulunmuyor. Ağırlık özellikle icraatlere odaklanıyor.
İki adayın ortak noktalarından biri ise seçmenlerin kendilerine ilk isimleriyle hitap etmesini istemek.
Liverpool Hope Üniversitesi’nden iletişim profesörü Anthony Ridge-Newman’a göre bu akıllıca bir hamle değil.
“Boris Johnson, kendisine genelde ilk ismiyle hitap edilen az sayıdaki siyasetçiden biri. Şimdi iki aday da Liderlik için Liz ya da Richi’ye Hazırız gibi sloganlarla, Boris’in ilk ismiyle anılmasını taklit etmeye çalışıyorlar.
“Halbuki bana fikrimi sorsalardı, ben soyadlarını kullanmalarını tavsiye ederdim. Bu, kampanyalarının daha oturaklı, başbakanlık koltuğuna daha yaraşır olduğu izlenimi verebilirdi. Muhafazakar Parti hakkında bir şey biliyorsam, o da liderlerinde bu özellikleri aradıkları.”
Rishi Sunak’ın video kullanımı daha maceracı bir seyir izliyor, Sunak’ın kilit anlarda verdiği tepkileri doğal olduğunu umdukları bir şekilde yansıtıyor.
Ancak Ridge-Newman’a göre iki adayın da kamera ya da akıllı telefon önünde Boris Johnson ya da David Cameron gibi “doğal birer yetenek” olduklarını söylemek mümkün değil.
“Sunak’ın kampanyasının dijital içeriği, kendisini sade vatandaş olarak göstermeye çalışıyor. Bu muhtemelen Sunak’ı zengin elitin bir üyesi olarak resmeden bazı haberlerin etkisini kırmak için izlenen bir strateji.
“Diğer yandan Truss ise kendisini çok daha resmi bir havada gösteriyor. Dijital içerik dışişleri bakanlığı yaptığı dönemde oynadığı rol ve başarılara odaklanıyor.
“Truss’un sosyal medya kampanyası daha çok Muhafazakar Parti’nin delegelerini odağına alıyor gibi görünüyor. Zaten İngiltere’nin yeni başbakanının kim olacağına da onlar karar verecek.”
Truss’un ekibinin önündeki en büyük zorluklardan biri parodisinin yapıldığı bir resmin kampanyanın herhangi bir ürününden çok daha fazla paylaşılıyor olması.
Şu ana dek Google’da Liz Truss hakkında yapılan aramalar Rishi Sunak hakkındaki aramaları açık ara geride bırakmış durumda. Ancak bu aramalar daha çok parodi içeriklere dair.
İşçi Parti destekçilerinin yayımladığı, Rishi Sunak’ın gençliğinde “hiç işçi sınıfından arkadaşının olmadığını” söylediği video da hayli izlenmiş durumda.
Ancak nihayetinde bu liderlik yarışı sosyal medyada kazanılmayacak.
BBC Medya Editörü Amol Rajan, Muhafazakar Parti üyelerinin “İngiltere halkının çoğuna kıyasla çok daha fazla yazılı basın haberlerini tüketen, nüfusun dar bir seçkisi olduğunu” söylüyor.
Dolayısıyla Liz Truss’un İngiltere’nin en çok satan gazetelerinden Daily Mail’i yanına almış olması kendisi için belirleyici olabilir.
Amol Rajan şu yorumda bulunuyor:
“Bu eski tarz yazılı basına dayalı seçimde, önümüzdeki hafta gazetelerde adayların ele alınış şekli yeni başbakanın kim olacağının belirlenmesinde büyük etkiye sahip olabilir. Özellikle de Daily Mail gibi Times, Sun ve Telegraph da kimi istediklerine karar verirlerse ve istemedikleri aday için hayatı cehenneme çevirirlerse.”(BBC)