Boris Johnson’ın önündeki seçenekler: Milyonerlik mi, siyaset yarışına devam mı?
Muhafazakar Parti’yi 3 yıl önce ezici bir seçim zaferiyle iktidara taşıyan İngiliz siyasetçi Boris Johnson, başbakanlık koltuğundan iniyor. Çocukken “dünyanın kralı’” olmayı düşlemiş Johnson’ın kariyeri bundan sonra hangi yönde ilerleyecek merak konusu.
Johnson’ın biyografisini yazan Andrew Gimson’ın deyimiyle, “İngiltere’nin ücra bir köşesinde inzivaya çekilip kendini hayır işlerine adadığı sakin bir hayat sürmek” pek ona uygun bir senaryo değil.
Öyleyse Johnson’ın bir sonraki adımı ne olabilir?
Gazeteciliğe dönüş?
Boris Johnson siyasete girmeden önce gazetecilik dünyasında iyi maaşlı bir kariyere sahipti. Siyasete atıldıktan sonra da – ta ki başbakan oluncaya değin – dergi ve gazetelere yazmaya devam etti.
Daily Telegraph gazetesine haftada bir yazdığı sütun için kendisine yılda 275 bin sterlin (316 bin dolar) ödeniyordu.
Başbakanlık sonrası onu gazete sayfalarına geri çekmek için medya kuruluşları birbiriyle kıran kırana bir yarışa girebilir.
Johnson, anılarını kaleme almayı da düşünebilir. Eski başbakanlara para kazanmayı garanti eden bir yöntem. Kitabevleri, böyle bir kitabın sözleşmesinin 1 milyon sterlinin üzerinde olacağını tahmin ediyor.
Gazete yazılarından oluşan koleksiyonları dahil edersek, Johnson bugüne değin sekiz kitaba imza atmış bir yazar. Bunlar arasında şahsi kahramanı Winston Churchill’in çok satanlar listesine girmiş bir biyografisi ve siyasi hiciv eseri 72 Bakire adlı roman da yer alıyor.
Şu an halen elinin altında bitmemiş bir kitap projesi var; son 7 yıldır üzerinde çalıştığı William Shakespeare biyografisi. Hodder & Stoughton adlı kitabevi, “Shakespeare: Deha Bilmecesi’” adlı biyografinin haklarına, bildirildiğine göre, 500 bin sterlin (575 bin dolar) ödedi. Bu eserin 2016’da kitapçılarda olması planlanıyordu. Ama Brexit oylaması, dışişleri bakanlığı ve sonra da başbakanlık derken, Johnson’ın yazmaya ayırdığı vakit epey bölündü.
Konuşma davetleri
Eski başbakanlara büyük miktarda paralar kazandıran bir diğer yol: konuşmak.
Ücret karşılığında kurum ve şirketlere akşam davetlerinde konuşma yapan, Johnson’ın selefi eksi başbakan Theresa May, 2022 yılında 9 kez kürsüye çıkarak toplam 715 bin sterlin (823 bin dolar) kazandı.
Johnson da bakan ve başbakanlık koltuğuna oturmadan önceki yıllarda, konuşma yapmaya çağrılan favori bir isimdi. Kuşkusuz bunda komediye yatkınlığının da payı var.
Şimdi, konuşma piyasasına fiyatını artırmış halde geri dönebilir. 2019 yılında, hükümette görev değişiminin yarattığı bir boşlukta iki konuşma yapan Johnson’a toplam 160 bin sterlinin (184 bin doların) üzerinde ücret ödendiğini biliyoruz. Bunlardan biri bir bankaya, diğeri de Hintli bir medya grubuna yaptığı konuşmalar.
Boris Johnson’a uzun yıllar danışmanlık yapmış olan Lord Udny-Lister, “Hiç kuşku yok ki bol miktarda yazı ve konuşma işi yapacak” diyor ve ekliyor:
“Onu heyecanlandıran konular hakkında konuşacak. Örneğin, Batı’nın ittifakının şimdiden gevşediğini gördüğümüz Ukrayna konusu gibi.”
Londra’da bulunan Queen Mary Üniversitesi’nde siyaset bilim profesörü olan Tim Bale, ‘konuşma kariyerinin finansal kazanımlarının’ Johnson’ın gözünden kaçmayacağını düşünüyor.
Prof. Bale, “Boris Johnson para saplantısı olan bir kişi. Dostlarıyla kıyaslarsak, onların gerisinde kaldığı görülüyor. Bu durumu düzeltmek için elinden geleni yapacaktır” diyor.
Siyasete elveda?
Boris Johson’ın milletvekilliğini sürdürüp sürmeyeceği konusunda görüşler muhtelif. Yeni kabinede kendisine bir görev verilmesi olası görülmüyor. Bu da mecliste arka sıradaki milletvekillerinin arasına katılacağı anlamına geliyor.
Lord Udny-Lister, “Parlamentoyla bağlarını hemen kopartacağını sanmıyorum” diyor.
Ne olursa olsun, iç tüzük gereği Boris Johnson’ın başbakanlık koltuğundan indikten sonraki iki yıl süresince hükümete herhangi bir konuda lobi yapması yasak.
Kendisini parlamentoda bekleyen tatsız bir gelişme de olası. Pandemi sırasındaki toplanma yasağına rağmen Başbakanlık konutunda düzenlenen partiler, henüz kapanmamış bir konu.
Şayet meclisteki bir komisyon Boris Johnson’ın milletvekillerine doğruyu söylemediğine hükmederse, milletvekilliğinin askıya alınmasını isteyebilirler.
Johnson’ın seçim bölgesinde en yakın rakibi ile arasında sadece 7100 oy farkı var. Yani, Muhafazakarların popülerliğinde kayda değer bir iniş olursa, Johnson’ın parlamentodaki koltuğuna tutunması zorlaşabilir.
‘Tekrar görüşürüz, bebeğim’
Parlamentoda muhalefetin sorularına başbakan olarak cevap verdiği son oturumda, Boris Johson, “Görevi şu an için büyük çapta başardık” dedikten sonra, konuşmasını Terminatör filminden alıntı yaparak “Hasta la vista, baby’” yani “Tekrar görüşürüz, bebeğim” diyerek bitirmişti.
Şayet bir sonraki seçimlerde Muhafazakarlar kaybederse, muhalefetin başını çeken lider Boris Johnson olabilir mi?
Muhafazakar Parti’nin tarihi üzerine bir kitabı olan Profesör Bale, Johnson’ın geri dönüşünü tamamen bertaraf etmese de, bu olasılığın parti saflarında ciddi bir ‘çaresizliğe’ işaret edeceğini düşünüyor:
“Eğer yeniden Boris Johnson’ın kapısını çalarlarsa, Muhafazakar Parti’nin geleceği beni çok kaygılandırırdı.”
Boris Johnson’ın güçlü bir müttefiki olan Muhafazakar milletvekili Jacob Rees-Mogg, parti tarihinde liderlikten indirildikten sonra geri dönüş yapmayı William Gladstone haricinde hiç kimsenin beceremediğini söylüyor.
Fakat Johnson’ın biyografi yazarı Andrew Gimson, ne olursa olsun belli bir hayran kitlesinin onun peşini bırakmayacağını tahmin ediyor.
Johnson’un seçmenler üzerindeki cazibesi uzun yıllar, alışılagelmiş siyasetçi kimliğinin dışına çıkması ve kural kırıcılığı ile bağlantılıydı.
Sonuçta, kariyerinin sonunu getiren de bu oldu.
Ama bir sonraki adımını kestirmek ve tekrar bir dönüş yapıp yapmayacağını tahmin etmek de yine bu özelliğinden ötürü, zor bir bilmece.